İktidarı destekleyen insanlar da yavaş yavaş konuşmaya başladı. İktidarın yılmaz destekçisi MÜSİAD bile Türkiye verimsiz büyüme sürecine girdi diye çekingen tavırla 15 yıl sonra iktidarı nihayet uyarma gereği duydu…
Neden 15 yıl sonra diyeceksiniz?
MÜSİAD’ a göre verimsiz büyüme 2010’da başladı…
Sonuç olarak sokaktaki vatandaşın burasına gelmiş vaziyette… Eskiden kamerayı gören, mikrofon tutulan kem küm eder niyetini beyan etmekten kaçınırdı. Şimdilerde insanlar paldır küldür giriyor. Ağzına gelini kulağından esirgemiyor…
RTÜK halkın moralini bozuyorlar, geleceğe yönelik umudunu karartıyorlar diye sokak röportajlarına yasak getirmek hazırlığındaymış!..
Anlamadığım şu: Konuşan zaten halk…
Morali bozuk olan halk…
Geleceğini göremeyen, karamsar olan halk…
Bunu dile getiren halk…
Halka halkı yasaklamak çaresizliğin ilanı diyelim mi?
Çaresizliğin ilanı diyorum durum gerçekten çok vahim. İktidar cephesi kişi başına düşen gelir 17 bin dolara çıktı, ekonomisi en büyük 17. Ülke ekonomisi olduk diye övünüyor ama…
MÜSİAD bile üstü kapalı 17 bin doların sahte 17 bin dolar olduğunu ima ediyor; kalitesiz büyümeye, üretmeden büyümeye ve enflasyona dikkat çekiyor.
Gelin şimdi, kişi başına 17 bin dolara seviyesini yakalayan, dünyanın 17 büyük ekonomisinin durumuna bakalım…
Lafla değil rakamlarla…
Oksijen Gazetesinde okumuştum, not aldım. Akademisyen Bülent Şık’ın 2024 verileriyle yaptığı incelemenin sonuçları şöyle:
18 yaş altında 21 milyon 800 bin çocuk var…
0-14 yaş aralığındaki çocuk sayısı ise 17 milyon 900 bin…
15 yaş altı her üç çocuktan biri yani 5 milyon 700 bini açlık çekiyor…
15 yaş altı 4 milyon çocuk günde bir öğün et balık, tavuk bile yiyemiyor…
3 Milyon çocuk hayıtında bisiklete binmemiş…
3 milyon çocuğun doğru dürüst ayakkabısı yok…
2 milyon çocuğun oyuncağı yok…
Milyonlarca çocuk derği, kitap, roman, öykü, okuyamıyor…
AKP iktidarı döneminde böyle bir nesil yetişiyor. İleride bu insanlar ülke adına karar verecek kişiler olacak… Ekonomi düzelir ama oyuncağı olmayan, bisiklete binmeyen, kitap alamayan, kendini geliştiremeyen, sağlıklı beslenmeyen çocukları kaybettik demektir…
Lamı cimi yok, vazıyet bu…
Yukarıda saydıklarımı desteklemek için birkaç rakam daha vereyim… Bunlar da Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığının verileri. 2024 yılı saptamasıyla…
4 milyon 574 bin aile yoksul…
Bunların 3 milyon 600 bin aşırı yoksul…
Yaklaşık 17 milyon kişi sosyal yardım alıyor…
Aslında 20 milyondan fazla kişi yardıma muhtaç ama devlet hepsine yetişemiyor. Yetiştiklerine de kıt kanaat yardım yapıyor. Yardım alanın eli rahatlamıyor, o ayı rahat geçiremiyor. Bu hayat pahalılığında yardımlar sembolik oldu…
Yine rakam vereyim…Bugün sayılarla gidiyoruz… TÜİK kaynaklarına göre…
Ağustos 2017/2020 arası gıda yüzde 60, alkolsüz içecekler yüzde 47 artmış… 2020/2025 aralığında ise gıda yüzde 720, alkolsüz içecekler yüzde 709 artmış…
2020’dan sonra ne mi oldu?
Erdoğan başkan şapkasıyla ‘ben ekonomistim’ diyerek ekonomiye el koydu. Faiz sebeptir diye irrasyonel politikayı devreye soktu. Ülkeyi deney tahtası, bizleri de kobay yaptı…
Sonuç; 2021 yılında Erdoğan’ın kendi teorisini hayata geçirmeye çalıştığı gün, yıllık enflasyon yüzde 19,5 aylık enflasyon yüzde 1,5’tu… Geçen süreçte enflasyon yüzde 85’lere kadar çıktı, şimdilerde yüzde 33 seviyesinde…
Aşağı inme umudu da yok. Maliye Bakanı Şimşek ABD’de ‘program planlandığımız gibi gitmiyor’ diyerek enflasyonun yüksek çıkacağını ilan etti.
Erdoğan’ın fantezisi yüzünden dört yıldır ağır enflasyonla yaşıyoruz. Hayat pahalılığı altında eziliyoruz…
Önümüz aydınlık mı derseniz; değil…
Merkez Bankası’nın enflasyon tahmin tutmuyor. 2025 yılı için yüzde 21 öngörmüşlerdi. Sonra revize edip önce yüzde 24’e sonra 29’a çıkardılar. 30’un üzerinde olması bekleniyor…
2026’da enflasyonun yüzde 16 olacağını ilan ettiler. Ama 2026 bütçesinde kamunun harcaması yüzde 28,5 oranında artacağı görülüyor. Bu da hesap kitap tutarsa…
Kamu harcamaları yüzde 28,5 artarken enflasyon nasıl yüzde 16 olacak?
Bakan Şimşek bunu izah edebilir mi?
Edemez…
https://halktv.com.tr/makale/akp-iktidari-ulkeyi-bu-hale-getirdi-980952