MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup konuşmasında “MHP siyaseti, en başta CHP ve diğer yedekleri gibi icazetli siyaset görülemez. MHP vizyonu aynı siyaset köhneliğinde kısa menzilli çerçevede tanımlanamaz. Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz ne istiyorsa dileğimiz aynısıdır. Bir gerçek vardır ki o da MHP ve Cumhur ittifakının kaderi milletin kaderi, devletin istikbalidir. Cumhur İttifakı Türk milletinin parlak geleceğidir. Sahtekârlara aldanarak siyaset yapmamız mazimizin inkârıdır.” dedi.
***
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da 6 Eylül 2017’de AKP İl Başkanları Toplantısı'nda ''Türkiye'nin kaderi ile AK Parti'nin kaderi bütünleşmiştir. Biz tökezlersek Türkiye'nin de sıkıntıya düşeceğini hep beraber gördük. Ana muhalefet partisi programı ile milletimizin gönlünü kazanarak iktidara gelmek yerine AK Parti ile Türkiye'nin de kaybetmesi pahasına yönetimi ele geçirme hesabı yapıyor. Dil normal bir muhalefet dili değil'' ifadelerini kullanmıştı. Bu ifadeler o zaman büyük tepkiye sebep olmuştu.
Erdoğan, 14 Ekim 2020’de “AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın kaderiyle ülkemizin kaderi birleşmiştir.” demişti.
Erdoğan, 25 Haziran 2021’de de Hatay’da “Türkiye ile AK Parti'nin kaderi adeta bütünleşmiştir. Türkiye'yi seven AK Parti'yi seviyor, Türkiye'den nefret eden bizden de nefret ediyor. Hep dik durduk ve dik durmaya da devam edeceğiz.” diye konuşmuştu.
***
Türkiye, bu bakış açısı ile devam ederse, yani AKP ve MHP’nin kaderi, milletin kaderi kabul edilirse, bu işin sonu “seçim yapmaya gerek yok”a kadar varır!
Oysa Türkiye Cumhuriyeti devleti, savaşı bile Meclis kararları ile yöneterek kurulmuş bir devlettir... Esas olan ise Meclis, hükümet veya bir siyasi parti veya ittifak da değil, doğrudan milletin kendisidir. Amasya genelgesindeki “Milletin İstiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözü de devletin kuruluş felsefesinin ilk ilkesidir.
***
Kaybettiği belediye başkanlıklarını, yargı eliyle boşaltıp, meclis üyelerinin bir kısmını da transfer ederek yerel yönetimlere el koyan AKP iktidarının bu hukuk dışı yollara başvurması da gösteriyor ki hedefleri, millet iradesinin yönetime yansıması değil, ne pahasına olursa olsun iktidarı elde tutmaktır.
Anayasa’nın başlangıç ilkelerinde “Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı” denilmişken, Cumhur İttifakı döneminde, Anayasa’nın devamlı olarak ihlal edilmesi, bundan sonra nasıl bir yönetim uygulayacaklarını ele veriyor...
Yine Anayasa’nın başlangıç ilkelerinde “Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” denilmişken, Cumhur İttifakının ama gövdesi, üçlü bir millet anlayışına geçmeye çalışmaktadır.
Erdoğan, sık sık "Nasıl ki Türk, Kürt, Arap Sultan Alparslan’ın, Selahattin Eyyubi’nin, Sultan Fatih’in ordusunda omuz omuza verip zaferler kazandıysa… Nasıl ki Çanakkale’de Türk, Kürt, Arap birlikte İslam toprağını kahramanca savunduysa… İnşallah yarın da ebediyen de Türk, Kürt, Arap İttifakı coğrafyanın barışını, huzurunu, kalkınmasını, refahını birlikte temin ve tahkim edecektir. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz." demektedir.
Erdoğan burada ülkeler arası bir ittifaktan söz etmiyor, aksine, “Yeni Anayasa” ile kurmayı planladığı yeni devletin kuruluş felsefesini ve millet anlayışını anlatmış oluyor.
***
Yakın tarih, Yugoslavya, Çekoslovakya ve Sovyetler Birliği gibi çok milletli devletlerin, dağılmaya mahkûm olduğunu gösteriyor.
Anayasa, “Egemenlik, kayıtsız şartsız Türk Milleti’nindir.” diyor. Bahçeli, “Türk Milleti’nin kaderi” diyor ama Erdoğan, üç milletin ittifakından söz ediyor! Yani Cumhur İttifakının ana gövdesi, etnik köken ayırt etmeden bütün Türk Milleti’nin geleceğini değil, “Türk-Kürt- Arap ittifakı”nın geleceğini esas alıyor.
Türk Milleti, bunu mu istiyor? Cumhur İttifakı, kimin kaderi?
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cumhur-ittifaki-kimin-kaderi-979453h.htm