Hani "devlet aklı" deniliyor ya, Türkiye Cumhuriyeti'nde Genelkurmay Başkanlığı ve 7 yıl da Cumhurbaşkanlığı yapan Kenan Evren, 28 Şubat 2007 tarihli Sabah gazetesinde yayınlanan röportajda, “Bavyera’da üç bayrak gördüm. Nedir diye sordum, ‘AB bayrağı, Almanya bayrağı ve Bavyera bayrağı’ dediler. Biz, bölge valiliklerini eyalet olur diye düşünmüştük. Türkiye’yi 8 eyalet olarak planlamıştık. Türkiye ilerde eyalet sistemine geçebilir. Bölge valilikleri belki de eyalet olur diye düşünmüştük. Bundan korkmamak lâzım. Kaç senesi var bilmiyorum ama Türkiye ileride eyalet sistemine geçebilir.” demişti.
Evren, 1 Mart 2007 tarihli Hürriyet gazetesinde yayınlanan röportajda da aynı sözleri tekrarlamış ve “Aslında bu düşüncem yeni değil. Daha 1980’li yılların başında bunları düşündüm. Bölge idare mahkemelerini kurarken bu zihniyetle hareket ettik. Türkiye’yi birtakım bölgelere böldük. Yetkileri oraya devrettik. Türkiye bir gün mutlaka bu adımları atacak. Yoksa huzur bulmamız mümkün değil. Tutturmuşlar bir karış toprak vermeyiz diye. Bunlar dünyaya ayak uyduramayan insanlar. Huzur bulmak istiyorsak cesur adımlar atmalıyız.” diye konuşmuştu.
İşte dönemin "devlet aklı" buydu... Bu akıl, Türk aklı değildi, dolayısıyla Türk devletinin aklı da olamazdı.
***
Evren'in sözlerine yüzde yüz paralel olarak da dönemin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 2010 yılında Tunceli’de yaptığı konuşmada “Özerk Doğu Karadeniz olacak, Özerk Orta Karadeniz olacak, aynı zamanda Demokratik Türkiye Özerk Kürdistan olacak. TBMM devam edecektir. İstiklal Marşı, Türkiye’de okunmaya devam edecektir. Buna hiçbir itiraz yok Türk bayrağı Türkiye’de dalgalanmaya devam edecektir. Buna da hiçbir itirazımız yok ama bununla birlikte her bölgede bölgesel parlamento olacaktır. Bu bölgesel parlamentolardan bir tanesi de Kürdistan Bölgesel Parlamentosu olacaktır. Belediye binamızın önünde ay yıldızlı Türk bayrağımızla sarı kırmızı yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur?” diye bir konuşma yapmıştı.
***
Aslında “Demokratik özerklik” projesini, bu açıklıkla ilk olarak dile getiren Abdullah Öcalan’dı ama projenin asıl sahibi, ABD idi...
Aynı dönemde ABD derin devleti bağlantılı düşünce kuruluşları uzun süreli bir hazırlıktan sonra, Türkiye’de bir kampanya başlatmış, basındaki adamlarına “Türk diye bir ırk yoktur, Türkiye’de Türklük oranı yüzde 10’dur” gibi garip yazılar yazdırmıştı. Kampanyaya Boğaziçi Üniversitesi de uyduruk bir araştırma ile destek vermişti. Dikkat edin, şimdi de aynı laflar ediliyor...
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali, Habitat toplantısı sırasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yanındayken, İstanbul’dan “İstanbul Federe devleti” ve Türkiye’den “Türkiye Federal Cumhuriyeti” diye söz etmişti!
Butros Gali, “Dünya 200 devletli yapıdan 2000 devletli, 5000 devletli bir yapıya doğru gidiyor” demişti!
Eyalet sistemini Turgut Özal’a kimin telkin ettiğini ise dönemin etkili siyaset adamı Mehmet Keçeciler, Yavuz Donat’a açıklamıştı: “ABD kaynaklı bazı telkinler oldu.”
2001 yılında “Köklere Dönüş Projesi” dosyası ile birlikte Bartın’da dağıtılan haritaya göre şehir devletlerinden oluşacak federe devletlerin adları şöyleydi: Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya.
Görüldüğü gibi haritada Kürtlerin adı bile geçmiyordu! Kürtleri, işte bu haritayı hayata geçirmek için kullanmak istiyorlardı.
* * *
AKP döneminde de Türk kavramı etnik gruplardan biri gibi ifade edildi ve sık sık Türk kimliği yerine Türkiye kimliği konulacağından bahsedildi. Malazgirt’e, Çanakkale’ye ortaklar çıkarıldı! İşte Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi davalarla, ordunun belinin kırılmasının asıl sebebi buydu. Ordu, kuruluş ilkelerine bağlıydı ve federasyon düşüncesinin önünde en büyük engeldi...
Şimdi, AKP ve MHP, "Terörsüz Türkiye" diye hedef gösterirken, Abdullah Öcalan'a "kurucu önderlik" yakıştırıyor! PKK ile zaten 2009 yılında Oslo'da masaya oturmuşlardı...
Oslo'da koordinatör ülke temsilcisi, "Sizi buraya biz getirdik. Öcalan'ın talepleri Meclis'e getirilecektir" demişti.
AKP bu politikalar sonunda 2015 seçimlerini kaybetti ama terörle mücadele başlatarak erken seçimle yeniden iktidar oldu. Şimdi de 2009 politikasına geri döndüler ve Türk devletini, “Türk-Arap-Kürt devleti”ne dönüştürmeye çalışıyorlar.
“ABD kaynaklı bazı telkinler" şimdi telkin olmaktan çıktı, şantaj ve dayatma haline geldi...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/kenan-evrenin-eyalet-sistemi-akli-devlet-akli-miydi-973455h.htm