Kasım ayı konut satış verileri açıklandı. Ülkemizde son 1 ayda 141 bin konut satılmış. Yılın 11 ayında ise 1 milyon 434 bin konut satışı gerçekleşmiş. 11 ayda satılan konutların ise 444 bini ilk el satış olarak gerçekleşmiş.
Ülkemizde ortalama hane halkı sayısı 3,1 kişi olduğuna göre sanırsınız ki 1 milyon 375 bin kişi başını sokacak bir ev bulmuş.
Hatta size şöyle bir veri söyleyeyim: 2014-2025 yıllarında 16 milyon 544 bin konut satışı yapılmış. Hadi diyelim bunlar el değiştirme şeklinde oluyor. Ama 2014 yılından bu yana 6 milyon 294 bin yeni konut satışı ilk elden gerçekleşmiş.
Ne beklersiniz? Bu yeni konutları ihtiyaç sahipleri almış olsun. Böyle olsaydı 6 milyon 294 bin yeni hane konut sahibi olacaktı.
Öyle olmadı işte.
Ülkemizde konutları ihtiyaç sahipleri almadı, rantçılar aldı.
Ne olduğunu söyleyeyim: 2013-2024 döneminde ülkemizde 7 milyon 0,35 binin üzerinden yeni hane kuruldu. Bu yeni hanelerin yaklaşık olarak yarısı (3 milyon 432 bini) kiracı durumunda.
Ülkemiz genelinde kiracılık oranı %20,8’den yüzde 28,03’e yükseldi. Hatta dar gelirlilerde kiracılık oranı %22,30’dan %36,69 seviyesine fırlıyor. Bunun anlamı şu: Dar gelirliler ev sahibi olamadığı gibi mevcut evlerinden bile satmışlar.
İKTİDARCILAR SEVİNSİN
Normalde bu durumu yazılarımda pek sevmem ama şimdi kullanacağım. İktidar taraftarları Reis’in Cumhurbaşkanlığı döneminde 6 milyon 294 bin yeni konutun satıldığı ile sevinebilirler.
Bakınız daha eskiden böyle konut satışı mı vardı? Peynir ekmek gibi konut satılıyor. Lakin farklı açıdan bakanlar için durum vahim.
Kiracılık oranının hızlı yükselmesi ile kira fiyatlarının yükselmesi kiracıları içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Evladınız varsa onu mu okutacaksınız yoksa başınızın üstünde bir dam olsun diye mi bakacaksınız.
Aslında olan da çocuklara oluyor zaten. Ne beslenme imkanları vasıflı ne barınma imkanları. Hayat boyu çekilecek bir çile ortamında yaşamaya mahkum edilmiş bir nesil.
Olaya nereden bakacağınıza bağlı. Sorun gözü ile bakarsanız millet açıkta; yok ama iktidar gözü ile bakarsanız ekonomi uçuyor. Bakacağınız yer size kalmış.
MÜJDE ZENGİNİZ…
TÜİK dün bir veri açıkladı. Satın Alma Gücü Paritesi…
Buna göre ülkemiz kişi başına gelire göre AB ortalamasının yüzde 28 altında kalmış.
Biliyorsunuz, 2024 yılında kişi başına gelirimiz 15.876 dolardı.
2021 yılında kişi başına gelirimiz 9.901 dolardı. O yıl ise AB ortalamasının yüzde 37 altındaydık.
AB ile aramızdaki farkı azaltmışız. Sevinelim.
Lakin burada bir fark var.
2021 yılında AB’de ortalama fiyatlar 100 ise Türkiye’de 36 düzeyindeymiş. Şimdi bu fiyat düzeyi 51’e yükselmiş.
Bu demektir ki AB’de fiyatlar aynı kalırken Türkiye’de fiyatlar Euro bazında 36’dan 51’e çıkmış.
Sanal zenginliğin bir göstergesi. Zaten aynı gıda ürünlerinden oluşan açlık sınırı 2021 yılında 300 dolarken şimdi 705 dolara fırlamış. Acaba ülkemizdeki bu şişkinlik inecek mi yoksa buna sevinebiliriz diyerek sanal zenginlikle aşırı fakirliği birlikte yaşayacak mıyız?
Hangisini istersiniz? Tercih sizin.

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/konut-satiliyor-da-ne-oluyor-1606229