Yıllardır bıkmadan anlatıyorum; Türkiye'de siyasette çok ciddi bir sorun var. Bu sorun, kimsenin kendi parti ideolojisi ve programına uymamasıdır. Mesela liberal parti ve sosyal demokrat parti, milliyetçi parti ile birlikte iktidara geliyor, çiftçinin ne ekeceğine ne biçeceğine müdahale ediyor. Hatta AB, IMF ve Dünya Bankası'nın ortak baskısıyla, "Sen ekme, ben sana dönüm başına para vereyim" diyebiliyor. İslamcı parti iktidar oluyor, Siyonist bir tasarım olan Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanlığını üstleniyor. Daha doğrusu kendisine tebliğ edilen bu görevi kabul ediyor! Ardından Yahudi kuruluşlarından altın boynuz ödülünü alıyor!
Milliyetçi parti lideri, terör örgütü reisinden kurucu önder çıkarmaya çalışıyor!
Genel başkan, parti yöneticileri, onları hemen her hafta ayakta alkışlayan milletvekilleri kendi parti ideolojisi ve programlarına aykırı hareket ediyor ama tabandan tavana kadar kimse en küçük bir itirazda bulunmuyor!
***
Parti liderleri siyaseten klonlanmış olabilir; çocuk yaştan itibaren ele alınıp yetiştirilmiş ve sonra da görev verilmiş kişiler de olabilir. Bir siyasi partinin üst yönetimini oluşturan kişilerin çoğu da klonlanmış olabilir ama o siyasi partiye gönül veren, milyonlarca insanın klonlanmış olduğunu kimse iddia edemez.
Öyleyse, neden hemen herkes klonlanmış gibi hareket ediyor?
Bir ömür boyu karşı çıktığı fikri savunması için insanın ikiyüzlü, riyakâr olması gerekir. Siyasi veya ticari çıkarları, genel başkanının ortaya koyduğu fikre karşı çıkmayıp, desteklemesini gerektiriyordur. Fakat milyonlarca insan, böyle bir sahtekârlığı nasıl tepkisiz seyreder?
***
Türklerin tarihte bu şekilde yaşanmış bunalım dönemleri vardır.
Bilge Kağan, Orhun yazıtlarında, babası Kutluk Kağan'dan bahsederken "Önce on yedi er, sonra yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, töresini ziyan etmiş milleti, atalarımın töresince yeniden düzenlemiş, harekete geçirmiş, yetiştirmiş..." diyordu. Çünkü millet, Çin'in elinde esirdi!
Bugün Türkiye Türklerinin devleti kimin elindedir? “Devlet aklı” dedikleri aklın, Türk aklı ile bir ilgisi kalmış mıdır? Millet, töresini korumakta mıdır?
Türkiye'nin ekonomisi, kültürü ve hatta siyaseti yabancıların kontrolüne geçmiş değil midir?
Öyleyse, bugünkü Türkiye'de 700 er yok mudur? 700 bin er yok mudur? Yedi milyon er yok mudur?
***
Şimdi töresini kaybetmeye başlamış milleti yeniden yüceltmek için yeni bir ruh, yeni bir fikir ve felsefe gerekir. Bu ruhun, milletin tek bir ferdinde var olması bile milleti kendine getirmeye yeter...
Gerçi Tierri Ogüsten‘in ifade ettiği gibi “Büyük işler yapanlar ayrı ayrı ihtiras sahibi enerjik bireyler değil, enerji direniş seviyesi adı verilen ortak ruhtur.”
Yine de bir kadro hareketi gerekir ama böyle bir kadroyu harekete geçirecek olan, o yüksek ruha sahip liderlerdir... Atatürk’ün “Ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatmak mecburiyetinde idim.” dediği gibi, milletin ruhu bazen tek kişide ortaya çıkabilir...
***
İşte Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun da “Derin devleti bilmem ama derin millet mutlaka var. Bunu hissediyorum. Daha doğrusu derin millet kendisini hissettiriyor. Belli ideolojilere kapılanları bir yana bırakırsak milletin her bir ferdinde zaten ‘Biz büyük bir milletiz, büyük devletler kurmuş bir milletiz.’ düşüncesi var. Sen kimin devletini kime veriyorsun? Bu millet şu toprakların altında yatan şehitlerini unuttu mu sanıyorsun? Derin devlet (?) ‘kurucu önder’ filan diyebilir ama derin millet gereğini yapar, siyasetçileri de yönetenleri de hizaya sokar.” diyor.
Gumilev de bunun bilimsel teorisini tespit etmiştir.
Gumilev'e göre milletlerin ruhu, esas olarak, coğrafyaya, toprağa, iklime, atmosfere, kısacası biyosfere, biyosferdeki değişimlere bağlıdır...
Bilge Kağan'ın "Ey Türk budunu! Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir ki?" sözünün dayanağı da bu bilgi seviyesiydi...
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/milleti-yeniden-yetistirmek-988062h.htm