Ufuk Sarıgül

Tarih: 03.08.2025 19:38

Rüzgârı Yanıma Aldım: Motosikletle Karadeniz'den Gürcistan'a Yolculuk

Facebook Twitter Linked-in

Bir motosikletin üstünde, İstanbul’un kalabalık sokaklarını ardımda bırakarak başladım yolculuğa. Rotam; Kastamonu’nun serin yaylaları, Sinop’un ucu bucağı görünmeyen maviliği, Samsun’un tarih kokan toprakları, Giresun’un fındık kokulu rüzgârı, Trabzon’un heybetli dağları, Uzungöl’ün yeşil bir tabloyu andıran görüntüsü ve nihayetinde Gürcistan’ın sınırlarıydı.

Motosikletle yola çıkmak; yalnızca bir yerden başka bir yere gitmek değildir. Bu bir özgürlük yolculuğudur. Rüzgârı yanında hissetmek, her virajda doğayla baş başa kalmak, zamanla değil yolla yarışmak demektir. Ancak bu özgürlüğün büyük bir bedeli, büyük bir sorumluluğu vardır: Dikkat.

Arabaya kıyasla bir motosiklet sürücüsünün yolda 2 kat değil, belki 3 kat daha fazla dikkatli olması gerekir. Çünkü bir anlık dalgınlık yalnızca yolculuğunuzu değil, tüm yaşamınızı altüst edebilir. Bir çukur, bir taş parçası, ani fren yapan bir araç ya da kendi iç dünyanıza daldığınız bir saniyelik an… İşte bu küçük anlar, hayatla ölüm arasındaki ince çizgidir.

Doğayla Baş Başa Kalmak

Yol boyunca birçok noktada durdum. Çadırımı kurdum, doğayı izledim. Sessizlik bazen ürkütücü, bazen iyileştirici bir dosttur. Sabah sisinin yavaşça dağlara sarılışı, ormanların içinde yankılanan kuş sesleri, dağ yollarında aniden karşıma çıkan yabani hayvanlar… Her biri yaşamın farklı bir yüzünü gösterdi bana.

Bu yolculukta yanımda yalnızca bir sırt çantası, bir çadır ve bir fotoğraf makinesi vardı. Her kareye bir anı, her anıya bir duygu sığdırdım. İnsan bazen kendisiyle baş başa kalmalı. Yoldan çok, kendini keşfetmek için yola çıkmalı. İşte motosiklet tam da bu yüzden yalnızların değil, iç yolculuğunu önemseyenlerin aracıdır.

Keyif ve Tehlike Bir Arada

Motosiklet kullanmak; rüzgârla yarışmak, manzaraya en yakından şahitlik etmek demektir. Ama aynı zamanda korumasızsınız. Yağmurda, çamurda, sert rüzgârda o motoru kontrol etmek kolay değildir. Hele ki Karadeniz gibi değişken doğa şartlarında.

Ben bu yazıyı yalnızca yolculuğumu anlatmak için değil, motosiklet kullanmayı düşünenlere bir uyarı bırakmak için de yazıyorum. Kask, dizlik, eldiven gibi ekipmanlar yalnızca aksesuar değil, hayat kurtarıcıdır. Her viraj bir hikâye olabilir ama o hikâyeyi yarım bırakmamak gerekir.

Son Söz

Bu yolculuktan bana kalan; bir hafıza kartına sığdırılmış yüzlerce kare, sırt çantamda taşınan anılar ve içimde büyüyen bir özgürlük duygusu oldu. Ama en çok da şunu öğrendim: Yolda olmak güzeldir ama sağ salim dönmek çok daha güzeldir.

Eğer bir gün rotanızı Karadeniz'e, oradan Gürcistan’a doğru çevirmek isterseniz, unutmayın ki motosikletle yapılan her kilometre yalnızca yolda değil, insanın içinde de iz bırakır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3