Taha Akyol

Tarih: 25.11.2025 22:34

Sıra Mansur Yavaş’ta mı?

Facebook Twitter Linked-in

Uzun süre kamuoyunun zihnindeki bir soruydu, sıra ne zaman Mansur Yavaş’a gelecek?

Bunun sebebi, CHP’li Belediyelere karşı yürütülen soruşturmaların adli tarafı hafif, siyasi tarafı ağır “silkeleme” işlemi olmasıdır. Düşünün ki aynı iş insanının, İmamoğlu döneminde aldığı ihaleler soruşturma konusu ama Ak Parti döneminde aldığı ihaleler hakkında bırakın soruşturmayı, soru bile yok.

Uluslararası hukuk belgeleri partili Cumhurbaşkanı’nın “yargı üzerinde güçlü bir siyasi etkisinin” olduğunu yazdığı gibi bunu önemli davalarda bilfiil de görüyoruz. Örneklerden sonuncusu; Cumhurbaşkanı’nın kamuoyu önünde tavır koyduğu Gezi davasında, Yargıtay’ın onadığı Tayfun Kahraman hakkındaki mahkûmiyet kararı, AYM’den “delil yok, nasıl mahkûm ettiniz? Yeniden yargılayın” hükmüyle döndü.

Bu yüzden kamuoyunda “sıra Yavaş’ta mı?” sorusu vardı. Zira bütün kamuoyu araştırmaları, Erdoğan’ın çok güçlü iki rakibinin olduğunu gösteriyor; İmamoğlu ve Mansur Yavaş.

BAKANLIK VE YARGI

Kamuoyundaki “sıra Mansur Yavaş’ta mı?” sorusu geçen hafta cevabını aldı: İçişleri Bakanlığı “Konser” soruşturmasında Mansur Yavaş hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.

İddianamede Yavaş’ın adı geçmiyor, Yavaş’ın herhangi bir fiili iddianamede yer almıyor ama Bakanlık “yargılayın” dedi.

Bakanlık, yani siyasi makam.

Ankara ve İstanbul Belediyeleri hakkında Ak Parti dönemine ait hazırlanan yolsuzluk dosyaları hakkında Bakanlık ne yaptı? İBB’nin AK Parti dönemindeki yolsuzluk iddiaları için hazırladığı dosyaları Süleyman Soylu bakanlığa aldırmıştı… Mansur Yavaş, kendisinden önceki döneme ait “100’e yakın şikâyet”te bulunduklarını, ifade bile alınmadığını, bazıları hakkında bilirkişi raporuyla takipsizlik kararı verildiğini açıkladı.

Yine “bilirkişi sorunu” karşımıza çıkıyor, Yavaş’ın deyişiyle:

Ankara'da tam 4 bin tane bilirkişi var. Fakat her nasılsa bizim yaptığımız tüm şikayetler aynı bilirkişilere gitti. En son kamu zararı çıkaran bilirkişi de bunlardan bir tanesi. Onları aklayanla bizi suçlayan aynı şahıs.

Bu iktidar 2014 Haziran’ında TCK’da yaptığı değişiklikle, soruşturma aşamasında savcıya, sulh hakimine, bilirkişiye emir ve talimat vermeyi suç olmaktan çakırdı. (Madde 277)

Neden on yıldır hala yürürlükte?

HUKUKİ DURUM

İçişleri Bakanlığı Mansur Yavaş’ı şahsen yolsuzluk yapmakla suçlamıyor, suçlayamıyor. Bakanlık, Yavaş hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlamalarıyla soruşturma izni verdi.

Evvela, Bakanlık, Ak Parti dönemine ait belli başlı belediyeler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlarından hiç soruşturma izni verdi mi? Yoksa savcılar hiç mi soruşturma izni istemedi? Özellikle büyükşehir belediyelerinden bahsediyorum.

Öbür yandan, Belediye başkanlarının hangi hallerde suçlanabilecekleri hukuken bellidir; imzası olan veya ödeme emrini kedisinin verdiği ya da imzasıyla doğrudan denetimi altında olan işlemler…

Böyle bir durum yok, kendisi de hukukçu olan Yavaş, Bakanlık kararına karşı dün Danıştay’da iptal davası açtı.

DANIŞTAY İÇTİHADI

Ali D. Ulusoy saygın bir idare hukuku profesörüdür. Uzun yıllarda Danıştay üyesi olarak görev yaptı. “Yeni Türk İdare Hukuku” adlı kitabını ilgililere tavsiye ederim (Yetkin Yay. 2021)

Prof. Ulusoy emsal karar gösteriyor: Danıştay, bir ihalenin mevzuata aykırı gerçekleştirilmesi hususunda, “belediye başkanının bir dahlinin, yazılı veya sözlü talimatının bulunmadığı, sadece üst yönetici olması nedeniyle söz konusu ihalenin mevzuata aykırı gerçekleştirilmesinden hareketle adı geçenin cezai sorumluluğundan söz edilemeyeceğine” karar vermiştir. (Danıştay 1. D., 24.11.2021, E. 2021/1818).

O işlemi doğrudan denetlemek kendisinin görevi değilse, üst düzey yönetici, astlarının yaptığı yolsuzluktan sorumlu tutulursa iş nereye varır?

Prof. Ulusoy, Kartalkaya faciasını örnek gösteriyor; denetim işlemlerinde imzası bulunanlar sorumlu oldu, imzası bulunmayan bakan ve yardımcısı hukuken sorumlu olmadı. (T24, 15 Ekim)

Mansur Yavaş halkın desteğini kazanmış, başarılı bir belediye başkanıdır. Yargı eliyle halk iradesinin önünü kesmenin mümkün olmayacağının şahidi tarihtir; hem de yakın tarih.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3