Murat Muratoğlu

Tarih: 28.12.2025 14:05

Tek hane enflasyon masalı!

Facebook Twitter Linked-in

Ortodoks politikalar, rasyonel zeminler, ışıl ışıl gözlerden gri takımlı ciddiyete geçişler falan derken, koskoca 2025 bitti.

Elimizde ne var? Kocaman, nur topu gibi bir “Likidite Fazlası”… Türkçe meali; Piyasada o kadar çok Türk Lirası var ki, bankalar parayı koyacak yer bulamıyor. Nasıl oluyor bu iş?

Açılın ekonomist geldi. Bu işi bırakın bana, ben anlatırım. Konu biraz teknik ama merak etmeyin yazı “Teknik” gibi görünecek ama olmayacak.

***

Ekim 2025 itibarıyla en geniş tanımlı para arzı ki kod adı “M3” 25 trilyon 580 milyar liraya ulaştı. Yani geçen yıl bu zamanlar “Çok paramız var” dediğimizde bu rakamın yarısını bile telaffuz etmiyorduk. Sadece eylülden ekime, yani bir ayda piyasaya 500 milyar lira taze para girmiş.

***

Şimdi siz diyeceksiniz ki; “Madem ortada 25 trilyon lira dönüyor, benim maaş hesabı neden eksi bakiyede?” Hah işte burası kritik…

Ekonomistler parayı üç “M”ye ayırır…

M1: Cebindeki nakit ve vadesiz hesaptaki, yani harcamaya hazır para. Bu rakam 9.1 Trilyon TL olmuş. Tarihi rekor!

M2: Buna vadeli mevduatı da ekle. O da 23.3 Trilyon TL.

M3: Hepsini topla, fonlar, repolar... 25.5 Trilyon TL.

Demem o ki piyasa TL’ye boğulmuş durumda. Ama bu bir zenginlik alameti değil, bir “Şişkinlik” belirtisi…

Çünkü mal ve hizmet üretimi (Büyüme) yüzde 3.7 artarken, para miktarı yüzde 42 artmış. Yani ekonominin giydiği takım elbise (üretim), içindeki adamdan (para) daha küçük. Dikişler patlıyor!

***

Hani para basmayacaktık? Hani sıkı duruş vardı? Buradan bakınca yok gibi duruyor da…

Efendiler diyor ki; “Biz bu parayı memur maaşını ödemek için basmadık. Biz bu parayı dolar toplamak için bastık.”

Mekanizma şöyle çalışıyor; yabancı yatırımcı bavulla dolar getiriyor ya da ihracatçı döviz kazanıyor. Merkez Bankası diyor ki “Ver o dolarları bana, rezervimi güçlendireyim, al sana gıcır gıcır Türk Lirası.”

Merkez Bankası kasasına doları atıyor, piyasaya TL’yi salıyor. Haliyle Merkez’in rezervleri rekor kırıyor. İyi de yan etki olarak piyasa TL kusuyor.

***

Bu durum, hastayı iyileştirmek için verilen ilacın, hastada alerji yapıp her yerini kabartmasına benziyor. Rezerv dolsun diye uğraşırken, içerideki enflasyon ateşine benzin döküyorlar farkında değiller. Ya da farkındalar, “Bize bir şey olmaz” diyorlar.

Nitekim piyasaya saçtığı parayı geri toplamak için bankalara diyor ki; “Paran çok geldi, getir bana geri ver, ben sana faiz ödeyim.”

Merkez Bankası önce dolar almak için TL basıyor. Sonra o bastığı TL piyasada enflasyon yaratmasın diye, bankalardan o parayı geri borç alıyor ve üzerine faiz ödüyor. Merkez Bankası’nın zararı bu sayede geçmiş zararları ile birlikte 2.5 trilyon lirayı geçiyor!

***

Para arzındaki büyüme ki yüzde 42, enflasyonla beraber ekonominin büyüme rakamından ki yüzde 37… Yüzde 5 fazla… O fark var ya serseri mayın gibi dolaşıyor.

Faizler görece yüksek olduğu için şimdilik vadeli mevduatta (M2) uslu uslu oturuyor. Yarın öbür gün faizler iyice inince o vadeli hesaplarda park etmiş trilyonlarca lira nereye gidecek? Hah işte tam da bu nedenle enflasyon tek haneli rakamlara falan düşmeyecek!

Tamam çok basit konu değil ama basitçe anlatabildim galiba… “Ben ekonomistim” diyen arkadaşlar da okur inşallah!

https://www.nefes.com.tr/yazarlar/murat-muratoglu/tek-hane-enflasyon-masali-91778


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3