İbrahim Kahveci

Tarih: 08.12.2025 11:40

Ülkemizde maaş dengesizliği

Facebook Twitter Linked-in

Plan Bütçe Komisyonuna gelip sonra yol bulmayan teklif neydi? Koltuk ve kariyer sahibi kamu personeline seyyanen ortalama 30 bin lira zam yapılacaktı.

Öneri geri çekildi ve rafa kalktı.

İlk duyduğumda aklıma şu geldi: TÜİK Nisan 2022’de madde sepeti fiyat listesini yayından kaldırdı. O tarihten sonra da TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verisinde soru işaretleri arttı.

Eskiden İTO ve TÜİK fiyat seviyeleri aylık bazda sapmalar gösterse de toplamda yüzde 3-5’leri geçmeyen bir fark oluşuyordu. İşte o madde sepeti fiyat listesi yayından kaldırıldıktan sonra fiyat farkı %35’e ulaştı. Grafikte TÜİK-İTO 1995 geçinme endeksi fiyat farkını görüyorsunuz.

Dedim ki; “ey koltuk ve banyo sahibi bürokratlar, ey kariyer sahibi kamu personeli… Sizi tam da bu ölçüm farkını vererek susturacaklar. Bunu kabul etmeyin… Kamuda %35 fiyat farkı tüm personelin hakkı. Hatta emeklilerin de hakkı. Bu hakkı 30 bin lira seyyanen zam alıp heba etmeyin. Herkesin hakkını savunun.

Not: Asgari ücrette Türk-İş’in “Açlık Sınırı” dikkate alındığından asgari ücret seviyesi enflasyonun üzerinde artırılmıştır. Hatta asgari ücret İTO fiyatlarının bile üzerinde artırılmıştır.

***

Önce bir tespiti daha yapalım: Bu iktidar yapıcı ve kalıcı sorun çözme yeteneğine sahip değildir. Akılları hep geçici, yamalama taktiğine dayalı çözümlere çalışıyor.

Mesela EYT konusu tartışılırken yalvarırcasına aylarca yazdım. Gelin şu emeklilik sistemini baştan aşağı yenileyelim ve kalıcı çözüme kavuşturalım.

Tarafımıza bakan olmadı… Şimdi de çıkmışlar “erken emeklilerden dolayı sistem çöküyor” diyorlar.

Emeklilik sistemimiz felaket ötesi bir durumda. Ne ödenen prim süresi dikkate alınıyor ne de emekli olunca kaç yıl emekli maaşı alacağın süre. 4/a’lı farklı pirim gün ödüyor emekli oluyor, 4/b’li farklı. Mesela Bağ-kurlu çok gün pirim öderken daha az maaş alıyor ama işçi daha az süre ödeyerek daha yüksek maaş alabiliyor.

Sayamayacağım kadar felaket ve berbat bir düzen kurulmuş. Çalıştıkça emekli maaşı düşen bir düzen bile kurmuşlar. Hep kendimden örnek veriyorum ve tekrar edeyim: Ben 5 kardeşin en küçüğüyüm, en büyük abim Almanya’da… Abimin emekli olmasına 2 yıl daha var ama ben 2 yıl önce hem de EYT’siz emekli oldum. Abim benden 12 yıl daha fazla çalışıyor.

12 yıl…

Düşünsenize 12 yıl hem emekli maaşı almıyorsunuz hem de üstüne üstelik pirim ödüyorsunuz. Şöyle düşünün: Aylık 20 bin lira emekli maaşından 12 yıl 2 milyon 880 bin lira devlette yani emeklilik kasamda kalıyor. Ayrıca çalıştığım için ayda 10 bin lira pirim ödeyeceğimden kasaya 1 milyon 440 bin lira daha koyuyorum. Ve en püf noktası: Ben 53 yaşında emekli olduğumdan dolayı ortalama 27 yıl maaş alacağım. Abim ise 66 yaşında emekli olunca (Almanya’da ömür 2 yıl daha fazla) 16 yıl maaş alacak.

Sadece bu fark bile emekli maaşının neden bizde çok düşük olduğunu ve bu sistemde ilelebet düşük maaşa mahkum olacağımızı gösteriyor.

Neyse… Emeklilik sistemimiz ve emekli maaşı konusunda yazacak çok şey var ama burada bırakalım. Mevcut sistemin haksız olduğunu ve sürdürülemez olduğunu belirterek son noktayı koyalım.

***

Gelelim yeniden maaş meselesine.

Şu anda (Eylül 2025) özel sektör statüsünde çalışan 17 milyon 265 bin kişi aylık 51.796 TL brüt maaş almaktadır. (Bunun neti aylık 36.365 TL etmektedir.)

Kısaca özel sektörde asgari ücret 22.104 TL iken ortalama net ücret 36.365 TL.

Brüt ücretten devam edelim:

Ülkemizde SGK’ya bildirilen ortalama brüt ücret 51.796 TL ama burada özel sektör statüsünde çalışan 2 milyon 065 bin kamu personeli de bulunmaktadır. O kamu personeli çıkartıldığında özel sektörde aylık brüt ücreti 51.76 TL’den 48.614 TL’ye düşüyor. Çünkü kamuda özel sektör statüsünde çalışanların ortalama brüt maaşı 73.417 TL.

Bilin istedim: Kamuda ücretler özel sektöre göre yüzde 50 daha fazladır.

Bazı sektörler var ki kamu-özel ayrımı çok ama çok uçuktur. Mesela ormancılık alanında 38 bin 852 kişi çalışıyor. Bunun da 27.783’ü kamu kesiminde. Bu sektörde kamuda brüt ücret 100 bin 960 lira iken özel sektörde 30 bin 107 lira. Benzer durum “gıda imalatı” sektöründe de var. Burada da kamuda ücret 99 bin 623 lira iken özel sektörde 47.323 liradır. Veya elektrik teçhizat imalatına bakalım: Kamuda ücret 164.224 TL iken özel sektörde 63.438 TL.

SGK ayrıca Belediyelerde çalışan ama memur olmayan sektörleri de veriyor. Orada da kamu ücretleri neredeyse özel sektörün 2-3 katı şeklinde seyrediyor.

Belediyeler biliyorsunuz bir başka kara delik. Çalışması gereken sayının iki katı personel bulunurken bir de ücretler özel sektörün iki katından fazla…

Efendim maaş mı almasınlar diyeceksiniz… O zaman siz de belediye kaynaklarının heba edilmesinden dolayı yeterli hizmet almayın.

Kamuda maaş dengesizliği kamumun tümüne yayılmış durumda.

Şu anda (Eylül 2025) kamuda toplam 5 milyon 325 bin 724 kişi çalışıyor. Bu çalışanların yaklaşık 3,4 milyonu memur statüsünde; kalan kısım ise işçi olarak istihdam edilmektedir. Burada işçi kesimi olarak mesela sözleşmeli personel olsun geçici işçi olsun kamuda yer alıyor ama işçi statüsünde çalışmaktadır. 1,2 milyon sürekli işçinin 672 bini belediyelere ait BİT’lerde çalışmaktadır.

Önce şöyle bir soru sorayım: 2008 yılında ülke nüfusu 71.517 bin kişiyken kamu personeli 2.918 bin kişiydi. Yani kamu istihdamının nüfusa oranı %4,1 seviyesindeydi. Şimdi ülke nüfusu 85.981 bin kişi. Eğer kamu personel sayısı nüfusa oranla artsaydı şu anda 3,5 milyon kişi olmalıydı. Ama ne oldu: 5.326 bin kişi oldu.

Kamuda 1,8 milyon fazladan istihdam var.

Kamuda fazladan istihdam olduğu gibi kamuda maaş dengesizliği de var. Nasıl ki özel sektör kamu maaş dengesizliği olduğu gibi kamu içinde de işçi-memur maaş dengesizliği bulunmaktadır.

SONUÇ: Öncelikle mevcut sistem hem çalışanlar açısından hem de emekliler açısından felaket ötesi bir dengesizlik içeriyor. Kamu-özel ücret dengesizliği yanında çalışan-emekli ücret dengesizliği de çekilmez noktada. Ayrıca kamu içinde de maaş dengesizliği çok aşikar hale gelmiştir.

Hem sayıca dengesizlik oluşmuş hem de gelir açısından dengesizlik oluşmuştur. Bu kadar dengesiz yapının adil bir gelir oluşturmasını beklemek en başta en büyük dengesizliktir. Sistemin yeniden denge üretecek bir yapıya oturtulması gerekiyor. Kamu yönetim reformu bu açıdan hayati öneme sahiptir. Bunu yıllar önce Ömer Çelik denemiş ama reformun büyük kısmı gerçekleşmemiştir. (O dönem medya bunu öcü gibi vermişti)

Bu reformu da yenileyerek tüm merkezi ve yerel yönetim reformunun ve emeklilik sistemi düzenlemelerinin sil baştan ele alınması gerekiyor. Bu reformu yapmayacak bir iktidarın başarı şansının da olmayacağı açıktır.

Dengesiz bir yönetim tarzında denge aramak boşa cabadır.

tuik-ito.jpg

 

https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/ulkemizde-maas-dengesizligi-1606129


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3