Yavuz Gezer

Tarih: 02.10.2025 09:47

Yüzbaşı Şekip Bir Şehidin Hikayesi

Facebook Twitter Linked-in

"O benim babamdı, o benim babamdı."

"Kızlarım! Ahmet Ağa kızlarım var. Eğer bana bir şey olursa bu emaneti onlara ulaştır"

"Elazığ Harput'tan çıkar yola. 3 kızı vardır. Maide, Müfide Mukaddem. Birçok cephede savaşır, ayaklanmaları bastırır. Hayatı hep toz, barut, top sesleri ve kılıç- süngü savaşlarında perçinlenir. Ama, bir görevi var ki onu destanlaştıran bir görevi. Hele o şehit düştükten sonra...

50 yıl sonra kızının bulduğu mezarı."

Daha önceki yazılarımda da bir nebze olsun bahsetmiştim. Sayın Mehmet Gül'ün hemen her hafta sonu Cumartesi ve Milli bayram günlerinde sohbet için toplanmamıza ve bir araya gelmemize vesile olduğu GÜLSAN Holding merkez ofis binasındayız.

Milli mücadele gerçeğini karartma gayretinde olanlara inat; milli mücadelemizin bir muharebesinde ki gerçekliğe parmak bastı Sayın Fethi Demircan. Milli takımımızın ve Galatasaray Futbol Kulübü'nün eski hocası. "Mehmet Gül bey bahsetmişti. Elazığlı kahraman bir yüzbaşımızın Milli Mücadele'deki eşsiz kahramanlığından ve Afyon'daki anıtından" deyince, Mehmet Gül abi "Evet! yerini tam olarak hatırlamıyorum ama, kitabeyi gördüm. Yüksekçe anıt kitabe ve üzerinde olayın akışı nakşedilmişti." dedi.

Benim de merakımı celp eden bu hususun, bizler de dahil bizden sonraki nesillere aktarılması gereken ve unutulmaması için bir nebze olsun gayretimizi gerektiren konu olduğunu düşündüm ."Bu konu hakkında yazmayı düşünüyorum! Sizin isimlerinizi de zikredeceğim. Müsaadeniz var mı?" diye sordum. İsimlerinin zikredilmesi hususunda herhangi bir tereddütleri olmadığını ve yazmamın kendilerini de memnun edeceğini söylediler.

Araştırmaya başladım ve hoşgörünüze sığınarak edindiğim bilgileri siz okuyucularıma aktarmak istiyorum.

"Eğer bir gün vaktiniz olursa Kütahya Zafertepe Çalköy'de bulunan Yüzbaşı Şekip Efendi'yi ziyaret edin.

Önce sessiz kalın, sonra orada yaşananları canlandırın gözlerinizde. Benim de 3 kızım var. Kaderdaşız  Şekip komutanımla. Ama o, şehit. Ben onu anlatan nacizane araştırmacı...

Büyük Taarruz'dan önce son kez gider vedalaşır ailesiyle. Son kez kızlarını kucaklar, öper, koklar. Bir kaç gün geçirirler ailesiyle. Akabinde gelmiştir ayrılık saati. Tren istasyonunda trene biner, el sallar uzun uzadıya çocuklarına ve bir kez daha iner trenden daha hareket etmeden tren. Eşi sorar "Daha önce hiç yapmadın bunu. Nedeeen!!!"

Şekip," bilmiyorum! İçimden geldi"

İçinden gelen buruk veda,  bir daha göremeyeceği o çocukları bir daha kucaklayamayacağıdır.

Ayrılır. Uzaklaştıkça çocuklarının gözyaşları daha da çok akar. Söz vermiştir babaları onlara. "Bayramda geleceğim! size yeni elbiseler, ayakkabılar, bez bebekler alacağım" diyerek. Çocuklar bayramı beklerler büyük bir hevesle pencerede. Babaları gelecektir diye...

Bu bekleyiş tam 50 yıla yakın sürecektir. Lakin! Şekip, hiçbir zaman geri dönmeyecektir.

Büyük Taarruz başlayacaktır. Görevi taarruzun gidişatında Kızıltepe'yi,  Zafertepe ve Çalköy'ü almaktır.

26 Ağustos'ta Afyon'dan Büyük Taarruz başlar. Baş Komutan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde.

28 Ağustos'ta Yunan Ordusu Afyon hattını terk etmiş Dumlupınar müstahkem mevkiine doğru kaçmaktadır. 14. Süvari Tümeni 3. Alay 2.Bölük komutanı Yüzbaşı Şekip Efendi bölüğünün başında büyük bir cesaretle, çevre savunmasında bulunan 20 keşif düşman grubunun içine taarruz ederek 2000 kadar düşman askerini esir alır.

Şekip Yüzbaşı esirleri 16 tümene teslim ettikten sonra Çalköy'de kalan insanlara yardım elini uzatır. Çünkü Çalköy yanmaktadır.

Köyde yaşayan hane sayısı 6-7 kadardır. Çalköylü  Ahmet Ağa (Yıldız) ile sohbet eder Yüzbaşı Şekip . Ona kızlarını anlatır. Biraz dinlenir askerler. "Komutanım, atlar çatlamak üzere. Biraz daha dinlenelim” deseler de Yüzbaşı Şekip,"siz burada kalın köyün yaralarını sarın." Diyecektir.

Ahmet Ağa'ya bir not bırakır. "Eğer bana bir şey olursa kızlarım var. Onlara emaneti ulaştır!"

Ahmet Ağa,  "ben yol iz bilmem evlat. İnşallah sağ salim dönersin." Diyecektir.

29 Ağustos gece saatlerinde tekrar Berber Tepe'ye giden Yüzbaşı Şekip, yoğun top atışı ve makinalı tüfek seslerinin yani ateş hattının içinde bulur kendini. Maalesef Kütahya istikametinden gelen Yunan ihtiyat kuvvetlerinin arasında kalarak yedi askeriyle birlikte şehit düşer. Çalköylü Ahmet Ağa, sabaha kadar evinin bulunduğu yerden tepelere bakar. Top sesleri, patlamalar, insan haykırışları hiç bitmez Sabah olduğunda bir at köye gelir.

"EYVAH Kİ EYVAH! Yüzbaşı Şekip'in atıdır gelen.

 Diğer köylülerle beraber savaşın en şiddetli geçtiği Berber Tepe'ye doğru giderler.

 Askerlerimiz şehit düşmüştür. Sarılırlar onlara ve hepsi hüngür hüngür ağlarlar.

At, araba, kağnı hiçbir şey yok... Hepsi yakılmış.

 Şehitleri sırtlarında taşıyarak Zafertepe Çalköy'deki bugünkü şehitliğin olduğu yere defnederler.

Yüzbaşı Şekip'in sözleri aklına gelir. Ahmet Ağa'nın. 'KIZLARIM! AHMET AĞA  KIZLARIM VAR!!! EĞER BANA BİR ŞEY OLURSA BU EMANETİ ONLARA ULAŞTIR. " Ahmet Ağa ,"savaş her yerde… her yer kan, revan. Bu durumda nasıl bulurum kızları. Ben yol, iz bilmem ki!"

Aradan yıllar geçer, tarih 11 Kasım 1971... İstanbul'dan gelen ve Kütahya bölgesindeki şehitlikleri gezen bir otobüs Zafertepe'ye döner, köyün girişinde tam da Yüzbaşı Şekip Efendi Şehitliği'nde otobüs bozulur.

KADER AĞLARINI ÖRMÜŞTÜR..."

Habip Akalın Rüyamda Vatanı Gördüm'den alıntı.

"Zafer'e Ses Veren Gençler" isimli proje çalışmasındaki Levent Başka'nın anlatımıyla devam ediyoruz.

"Zafer kazanılmış ülke düşman işgalinden kurtarılmıştır.

Aradan yıllar yıllar geçmiştir.

Yüzbaşı Şekip Efendi'nin kızı Maide öğretmendir; tarih öğretmenidir İstanbul Erenköy kız Lisesi'nde. Öğretmen olan Maide Hanım, zaferin kazanıldığı topraklarda Atatürk'ü anmak amacıyla bir gezi düzenlemiştir.

Gezi sırasında okul flamasındaki harflerden biri düşmüştür ve okul gezi kafilesi karton almak için yollarının üzerindeki Çalköy'e gelmişlerdir.(otobüslerinin arıza yaptığından bahsetmiştim) Maide öğretmen karton harfleri keserken bir yandan da tarihi yerler hakkında bilgi almaya çalışmaktadır. Bilgi almaya çalıştığı kişilerden birisi de Çalköy'lü  Ahmet Ağa'dır. 1922 yılında şehit düşen Yüzbaşı Şekip'in atını bulan Ahmet Ağa ...

Ahmet' Ağa Maide Öğretmene Zafertepe'ye gidebileceğini söylemiştir. Maide öğretmen de çevreyi bilmediği için soru sormaya devam etmektedir.

Zafertepe'nin yakınındaki anıtları sormuştur. Gelen cevap ise acıdır.

Ahmet Ağa, köyde Yüzbaşı Şekip Efendi şehitliğinin olduğunu söylemiştir. Maide öğretmen aldığı cevap üzerine elindeki karton ve makası yere düşürmüş,

 "O BENİM BABAMDI, O BENİM BABAMDI!" diye haykırmıştır.

Maide öğretmen babasının mezarı başına gidip orada gözyaşı dökmüştür. O gece Erenköy Kız Lisesi öğrencileri Çalköy'de misafir olmuşlar. Bu süre zarfında Ahmet Ağa Maide Öğretmene babasının kahramanlıklarını ve nasıl şehit olduğunu anlatmıştır.

Maide öğretmen sonraki yıllarda, her yıl babasını ziyarete gelmiştir."

103 yıl önce bu topraklar için şehit olanların ruhlarından, Yüzbaşı Şekip Efendi'nin Aziz naaşı karşısında tazimle eğilerek helalliklerini arz ediyorum.

BİR ŞEHİTLİK

Anıtın ön yüzünde; 29 Ağustos 1922 günü 14. Süvari tümeninin 3. Alayı 2. Bölük komutanı Yüzbaşı Şekip Efendi, bölüğünün başında büyük bir cesaretle, çevre savunmasında bulunan 20 keşif düşman grubunun içerisine saldırarak 2000 kadar düşman askerini esir alır. Derinliklerde bulunan düşman toplarını ele geçirmek üzere hücuma geçtiğinde bir kısım askeriyle birlikte bu bölgede şehit düşer.

29 Ağustos 1922 muharebelerinde Yunanlılara hücum eden Türk Süvari Kolordusunun verdiği şehitler anısına yapılmıştır yazar.

Diğer yüzünde ise; Yüzbaşı Harputlu Şekip Efendi, neferlerden Düzce'nin Üsküp Nahiyesi'nden Veysel Ömer, Keskin'in Yağlıkan Köyünden Veli Mehmet, Akşehir'in Tatasut köyünden İbiş Ömer adlı şehitlerin isimleri nakşedilmiştir.

RUHLARI ŞAD, MEKANLARI CENNET OLSUN.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3