Çiğdem Toker

Tarih: 18.07.2025 00:10

Zeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’nin zeytin alanında dünya ligindeki bugünkü üst sıralara yerleşmesi, kamu ve özel sektör, sivil toplumun ortak çabalarıyla gerçekleşti. Bu kazanımı bir anda ortadan kaldıracak kanun teklifi, iktidarın maden şirketlerini kayıran kollayan ve “her şeye rağmen madencilik” yaklaşımının bir eseri

Zeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz

Doktorasını zeytin alanında yapmış Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı ve Dr. Mustafa Tan’ın ilettiği fotoğraflara bakıyorum.

Fotoğraflar, Balıkesir Burhaniye Karaağaç Kuyualanı Köyü Boztepe mevkiindeki zeytin ağaçlarını gösteriyor. Bundan üç yıl önce oradan geçecek olan BOTAŞ hatları için acele kamulaştırılan alanda bulunan, yaklaşık 20-25 zeytin ağacı yakında bir yere taşınmış. Geçen üç yıl içinde bu ağaçların sadece üç tanesi tutmuş.

Onlar da henüz mahsul filan vermemiş.

Bu yazı yazılırken TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri süren torba maden kanun teklifinde, zeytinlikleri “taşınmaya” açan adrese teslim bir madde var malum. (“Adrese teslim” çünkü teklif metnine ekli koordinatlar, Yeniköy-Kemerköy, Yatağan Santralları’nın gereksindiği kömür madenleri sahasına karşılık geliyor. Bu da o santralları işleten üç şirketi ilgilendiriyor demek.)

Taşısan da 10 yıl zeytine yetmez

İşte bu kanun teklifine göre taşınacak olan zeytinlerin, taşındığı yerde kiracılık süresi en fazla 10 yıl olabiliyor. Mevzuat böyle. Dr. Mustafa Tan, bu sürenin zeytin bahçesi söz konusu olduğunda çok kısa olduğunu vurgulayarak, “Zeytinin bu süre içinde ürün vermesi için yetersiz bir süre” diyor.

CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, önceki gece yaptığı konuşmada, yasanın ÇED sürecini önemsizleştirmesine vurgu yaparken, Bursa’dan şu örneği verdi:

“Bursa’da 289 maden işletme ruhsatı var. Terk edilen saha sayısı 903. Kaçında rehabilitasyon yapıldı diye sordum. Enerji Bakanlığı’nın verdiği cevap ikisinde. Önce elimizdeki madencilik yapılıp terk edilmiş, yok edilmiş alanları düzeltecek girişimlerle toplum karşısına çıkalım.”

IMF’nin 2022 tarihli raporuna göre Türkiye’nin fosil yakıtları en çok teşvik eden ülke olduğunu aktaran Pala, “Açık ve örtük olarak yılda toplam 152 milyar dolarlık fosil yakıt teşviki verildiğini” söyleyerek şöyle dedi:

“Biz de diyoruz ki, 152 milyar doları fosil yakıt teşvikine kullanacağınıza, fosil yakıttan çıkış için kullanın. Kömür emekçilerini yeraltına mahkûm eden çalışma koşullarını düzeltin. Yeni istihdam alanları yaratın.”

“Portekiz’de zeytin ağacını taşımak ekolojik suç”

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Tan’ı aradığımda, bu konuda söylenebilecek birçok konuyu üç önce katıldığı Agro tv yayınında paylaştığını söylüyor. Tan orada, zeytin ağaçlarının ortak hafızası olduğunu anlatıyor. Ve ağaçların da Alzheimer benzeri hastalıklar geçirebileceğini, bir başka yere taşınabilse bile verimliliğini kalmayacağını belirtiyor. Çarpıcı bir benzetme.

Dünyada zeytin yetiştiği ve önemsendiği ülkelerden kritik örnekler veriyor. Portekiz’de zeytin ağacını başka bir yere taşımanın 2021 yılında ekolojik suç olarak tanımlandığını, İspanya’nın Endülüs bölgesinde otoyol genişletmek için taşınan ağaçların yüzde 60’ının iki yıla kalmadan kuruduğunu, Yunanistan’da altın madeni projesi için taşınan Koroneikilerin (bodur bir tür zeytin ağacı) kalitesinin düştüğünü, Tunus’ta yaşlı zeytinliklere “milli anıt” unvanı verildiğini, FAO’nun, 2023 yılında zeytin ağaçlarının taşınmasının sürdürülebilir tarım hedefleriyle bağdaşmadığı uyarısını yaptığını anlatıyor.

* * *

Bu madde geçerse, yaşam alanları doğrudan etkilenecek olan ve Kanun teklifi Komisyon’da görüşülürken itirazlarını dile getiren Yatağan’dan gelen köylüler de günlerdir TBMM’ye yakın Cemal Süreya Parkı’nda geceliyor. Dün öğle saatlerinde CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın da katıldığı açıklamalar yaptılar. Kanun teklifini geçirmek isteyenler in başka bir dünyada yaşadığını söyleyerek, teklifin geri çekilmesini istediler.

Gerçekten de Türkiye’nin zeytin alanında dünya ligindeki bugünkü üst sıralara yerleşmesi, kamu ve özel sektör, sivil toplumun ortak çabalarıyla gerçekleşti.

Bu kazanımı bir anda ortadan kaldıracak kanun teklifi, iktidarın maden şirketlerini kayıran kollayan ve “her şeye rağmen madencilik” yaklaşımının bir eseri. Her şey bir yana yeryüzündeki en önemli karbon yutaklarından biri kabul edilen zeytin ağaçlarının, iklim krizinin hüküm sürdüğü bir dönemde yok edilmesiyle sonuçlanacak bu girişimin, akıl mantıkla bağdaşmadığı ortada.

Bu kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesinin yol açacağı insani, maddi ve manevi kayıpların telafisi ise mümkün olmayacak.

https://t24.com.tr/yazarlar/cigdem-toker/zeytin-agacini-tasimanin-suc-oldugu-ulke-portekiz,50776


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-DT9JLG88B3